Ankara Şubesi - Ölümünün 35.Yılında Nihâl ATSIZ'ı andı

2010-12-19

Toplantı, İstiklâl Marşı ve saygı duruşundan sonra 12 Aralık 2010 da kaybettiğimiz Kerkük Türkülerinin üstadı  Türkmen Sanatçısı Abdurrahman Kızılay'ın kendi bestesi olan “Altun Hızma Mülayim”ı kendi sesinden topluluğa dinleterek rahmetle anılmasına vesile olunmuştur. Açış konuşmasında şube Başkanı Türkân Hacaloğlu, büyük Türkçü Nihal ATSIZ'ın Türk Millîyetçiliğine yaptığı hizmetleri anlatmış ve ATSIZ'ın  en önemli tarafının mücadelesi olduğunu  belirtmiştir. Şube başkanımız daha sonra sözlerine şöyle devam etmiştir.

12 Ocak 1905 tarihinde İstanbul'da dünyaya gelen, anne ve baba taafından asker bir aileye mensup olan ATSIZ, gerek tahsil hayatının, gerekse memuriyet hayatının çileli yolculuğunu 11 aralık 1975 yılında yine İstanbul'da mütevazi evinde tamamlıyarak kendi tabiriyle uçmağa vardı.

 

“Türk bir vazife için yaratılmıştır,o vazife kâinat güzelleştiği zaman biter” diyen Atsız milletimizin yetiştirdiği,şair,dilbilgini,tarihçi,bunların hepsinin ötesinde ülkü adamıydı. O hayatını Türk millîyetçiliğine adamış bu millî görevini hiçbir karşılık beklemeden, çelik iradesi ve sağlam düşünce yapısıyla, doğru bildiklerini korkmadan yılmadan yazarak yayınlayarak şerefle yerine   getirmiş, savunduğu davanın      bayraktarlığını yapmış ve Türk Milletinin gönlünde layık olduğu yeri alarak tarihin sayfalarına adını yazdırmıştır.

O Türk Milliyetçiliğinin burcuna çekilmiş bir bayraktır. Yeni yetişen nesiller, aziz Türk Gençliği, inanıyorum ki bu bayrağı daha da yükseklerde taşıyacak ona sahip çıkacaksınız. Sizler sahip çıktığınız müddettce onu burcundan kimse indiremiyecek. Yine inanıyorum ki millîyetçi-ülkücü gençlik onu ebediyyen yaşayacak ve yaşatacaktır. 

Başkanlığını emekli Profesör  Dr.Mustafa Kafalı'nın yaptığı oturumda,emekli Profesör  Dr.Ahmet Bican Ercilasun, Niğde Üniversitesi Öğretim Üyesi Profesör Dr. Özcan Yeniçeri ve Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Tunç, yaptıkları konuşmalarda bölücü faaliyetlerin analizleri ve sebepleri üzerinde durarak millî bütünleşme için lazım gelen tedbirleri ortaya koymuşlardı