Doğu Türkistan’daki Toplama Kampları Üzerine Basın Açıklaması

2019-02-11

Doğu Türkistan’da insanlık dışı toplama kamplarındaki uygulamalar, her geçen gün can almaya devam ediyor. İki yıldan beri kapsamı genişletilen toplama kamplarında binlerce insan acı çekmekte, onların dışarıdaki akraba ve yakınları da geleceklerinden korku duymaktadırlar. Çin hükümeti, ancak Nazizmde ve Stalinizmde örneği görülebilecek bir şekilde kendi vatandaşlarına karşı bir fişleme uygulaması başlatmıştır. Sözde bir vatandaşlık puanına dayanarak Doğu Türkistan’daki Uygur, Kazak ve Kırgızları fişlemektedir. Bu fişlemede kendi kültürünü yaşayan sade vatandaşların vatandaşlık puanları azaltılmakta ve belli bir puanın altına düşen vatandaşlar, bu toplama kamplarına alınmaktadırlar.Bu uygulamasını dünyaya sözde “aşırıcılıkla mücadele” olarak tanıtan Çin’in Doğu Türkistan’daki toplama kamplarında tuttuğu masum insanların sayısı bir milyonu aşmıştır. Bu kabarık sayı, maksadın başka olduğunu göstermektedir. Amaç, Doğu Türkistan’lı Uygur, Kazak ve Kırgız’ları sindirmek ve yok etmektir.

 

Toplama kamplarına alınanlar içerisinde sıradan vatandaşlar olduğu gibi kendi dilini, kültürünü yaşatan birçok Uygur, Kazak ve Kırgız aydın ve bilim adamı da vardır. Çin hükümeti, bu yolla Doğu Türkistan halkının medeni gelişimini de engellemek istemektedir. Bu toplama kamplarının terörle ve aşırıcılıkla mücadele için kurulduğunu iddia eden Çin hükümetine soruyoruz:

Ozan Abdurehim Heyit hangi terör eylemini yapmıştır?

Yazar Yalkun  Ruzi’yi hapse atmakla hangi aşırıcılığa karşı mücadele ediyorsunuz?

Eski rektör Prof. Dr. Taşpolat Teyip hangi suçlarla hapiste bulunmaktadır?

Prof. Dr. Abdülkerim Rahman neye göre aşırıcı olarak nitelendirilebilir?

Asılsız suçlamalarla hapse atılan büyük ozan Abdurehim Heyit’in şehit edildiği haberi Türk kamuoyunda infial yaratmıştır. Bu konuda Türk Dışişleri Bakanlığının açıklaması yerinde ve isabetli olmuştur. Türk kamuoyunun gösterdiği tepki ve bu açıklama sayesinde Çin, onun yaşadığını ispat etmek durumunda kalmıştır.

Hükümetimize çağrımızdır:

Olayların gerçekliği ancak soydaşlarımızın arkasında durularak takip edilebilir. Küçük bir açıklama bile Çin’i harekete geçirmeye yetmiştir. Hatırlanacağı üzere daha önce Irak’ın Kerkük Türk ileri gelenlerini idam edeceği haberi yayılmış, Türkiye’den yeterli tepki gelmeyince de Kerkük Türk liderlerinden Necdet Koçak ve arkadaşları 16 Ocak 1980’de idam edilmişlerdi. Doğu Türkistanlı ileri gelenlerin aynı akıbete uğramamaları için devlet nezdinde üst düzey girişimler devam ettirilmeli ve Çin’in hukuk yoluna çekilmesi için gayret gösterilmelidir.

Çin, başta kendi vatandaşı olan Uygurlar olmak üzere, yine Doğu Türkistan’da yaşayan Çin vatandaşı Kazak ve Kırgızları, ilan etmiş olduğu “Bir Kuşak Bir Yol” projesinde engel olarak görmekte ve insanlık dışı yöntemlerle Doğu Türkistan halkını yok etmeye çalışmaktadır. Çin’in Doğu Türkistan’daki politikaları bazı devletler tarafından asimilasyon olarak değerlendirmektedir. Biz de Türk Ocakları Ankara Şubesi olarak diyoruz ki, bu asimilasyon değil, bu bütün bir halkı top yekun imha etme projesidir! Çin’i toplama kamplarını derhal lağvetmeye ve Doğu Türkistan’da yaşayan kendi vatandaşlarının vatandaşlık hukukunu iade etmeye çağırıyoruz! Tarih ve insanlık, çağdışı uygulamaları affetmeyecektir!

Yüce Türk Kamuoyuna Saygıyla Duyururuz…     

TÜRK OCAKLARI ANKARA ŞUBESİ